Özet
Osmanlı döneminin en seçkin âlim ve filozoflarından olan ve en çok eser veren müellifler arasında yer alan Kemalpaşazâde’nin (ö. 940/1534) “tağyîr”, “ıslâh” ve “tecvîd” gibi başlıklar altında yaptığı çalışmalarla kendinden önceki temel metinlere yönelik bir eleştiri projesi geliştirdiği görülür. Lisanî, aklî ve naklî ilimlerdeki bazı öncü ve etkin metinlerin gerek form gerekse içerik yönünden güçlü bir tenkidini ve daha sonra da bunların açımlanmasını amaçlayan bu projesine o, Nasîrüddin et-Tûsî’nin (ö. 672/1274) Tecrîdü’l-i‘tikâd’ını da dâhil etmiştir. Bu çerçevede Kemalpaşazâde, Tecvîd metniyle Tecrîd’in yeniden yazımını; Şerhu Tecvîdi’t-Tecrîd ile de bunun şerhini hedeflemiştir. Aslında onun Tecrîd’e ilgisi bunları aşmakta ve farklı bir şerh çalışması (Şerhu’t-Tecrîd) yanında –Hâşiye li-Hâşiyeti’l-Celâl örneğinde görüldüğü üzere– kendisinden önceki bazı Tecrîd haşiyelerine yazdığı haşiyeleri de kapsamaktadır. Kemalpaşazâde’nin dile getirilen bu tenkit projesi ve Tecvîd eksenli çalışmaları ne yazık ki, henüz gerekli ilgiyi görememiştir. Bu makale, Kemalpaşazâde’nin genel olarak Tecrîd çalışmalarına odaklanmakta; özel olarak da onun Tecvîd eserinin incelenmesini ve eldeki mevcut nüshalara göre ilk defa tam bir tenkitli neşrini hedeflemektedir. Bu çerçevede makale dört bölümden oluşmaktadır: “Tecrîd’den Tecvîd’e Osmanlı’da Tecrîd Geleneği”; “Kemalpaşazâde’nin Tecrîd Çalışmaları”; “Kemalpaşazâde’nin Tecrîd Tenkidi: Tecvîdü’t-Tecrîd” ve son bölümde eserin neşri.